1 Ekim 2010 Cuma

*♥*♥* Nyuu'dan Hediyeler! *♥*♥*

 




*♥*♥* Nyuu'dan Hediyeler! *♥*♥*








İşte hediyeler! ^.^










♥ Muriel Barbery - Kirpinin Zarafeti adlı kitap









♥ Eşimin sponsorluğunda Starcraft II Misafir Kartı









♥ Clean&Clear Yüz Yıkama Jeli, Flormar ve Golden Rose Oje, e.l.f. Studio Çift Taraflı Aydınlatıcı ve Kapatıcı








♥ Susam Sokağı'ndan Elmo ve Oscar cep mendilleri ve beyaz kıskaç tokalar












♥ Halka küpeler, boncuk bileklik ve kendi üretimim kuş yuvası kolye ^.^









Hediyeler İçin TIKLAYIN.

27 Eylül 2010 Pazartesi

Çekilişş :)


Mor kelebek'ten hediyeler var.

13 Ağustos 2010 Cuma

Evimdeyimmmm.. Tatil bitti :)




    Tatilim biteli bi hafta oluyor anca kendime gelebildim de atabildim kendimi bloguma.
Mükemmeldi dediğim gibi eğlence keşif  huzur herşey vardı. Ailemle birlikte uzun bir tatildi. Maraton başlıyor desem yeridir, dershaneye yazılıcak artık birine karar vermeye çalışıyoruz falan.. Sonra belki hiç dahil olamıyacağım. Ama değicek güzel bir iş eğitim gelecek sahibi olmanın temeli olucak çünkü bu.
   O zaman işte daha sık paylaşımlarla burada olacağım. şimdiden heyecan bastı bile beni.. Uzun lafın kısası hayat çok başka birşey ya... :)

22 Temmuz 2010 Perşembe

Tatilim süper geçiyor :)

Geleli 3 gün oldu net ortamına gezmekten yüzmekten eğlenmekten dahil olamıyorum. buralar mükemmel. bodrumharika bir yer. hergün bir başka beldede buluyoruz kendimizi. ortam insanlar herşey kusursuz :) daha ne diyebilirimki..

11 Temmuz 2010 Pazar

Sound of the Rain' den hediyeler var yine :)





                                                Buradan hediyelere ulaşabilirsiniz ! :)




Tek şartım bilindiği üzere;




Blogumu izlemeniz + postu blogunuzda yayınlayıp, linkini yorum olarak bu postun altına bildirmeniz.


Çekilişler ilki gibi random.org ile yapılacaktır. Çekilişin yapılacağı tarih, doğum günüm olan 22 Temmuz.. Herkese bol şans!






Bilginize :)

10 Temmuz 2010 Cumartesi

TATİL ' e gidiyoruZzZ :)



Sıcaklardan bunalmakla birlikte eğitim öğretim de tatile girince insan kendini boşlukta hissediyor. Tatil geldi çattı. bavulları hazırlamaya başladık bile önümüzdeki cumartesi koyuluyoruz arabamızla yollara :) Geçen sene, Marmaris, Fethiye-ölü deniz izmir gibi küçük ege turumuzdan sonra bu sene BODRUM u da katmak istedik. çok mutluyum :) 2 hafta çok iyi gelicek eminim :) tatildede buralarda olucam tabiki.
1 hafta sonra @ Bodrum yazarım :)p

20 Haziran 2010 Pazar

Bershka ' dan aldığım tunikler :)





Bugün aldıklarım gerçekten çok beğenerek aldım. çekim iğrenç bide üstümde görseniz :) Fotoğrafların tarihine bakmayın fotoğraf makinesinin bide tarihini ayarlamakla uğraşamadım :))
streç kotumla çok yakışıyorlar tabi taytlada güzel gider ama tercihim değil pek.. (:

BEN GELDİM BEN GELDİM :)




Yine burdayım artık okul aile derken geri kalıyordum :) biraz ara vermem gerekiyordu..
okul bitti rahatım artık yine burdayım güzel izleyicilerimle ve izlediğim arkadaşlarımla.. dahilim bende ortama.. çok özlemiştim :) neler olmuş merak ediyorum :) bana tekrardan hoş geldin derseniz çook sevinirim aslında ama tabi siz bilirsiniz :upps :)))

1 Haziran 2010 Salı

Sınav haftası Stres + Yoğunluk ve yorgunluk :S

Şu aralar blogumu çok boşladım farkındayım fakat her gün 2 şer 3 er sınav olduğumdan pc' yi bile açıcak vaktim olmuyor. Önümüzdeki hafta bu yoğunluktan kurtuluyorum çok şükür. Bi çok sınav olduk hepsi çok iyi bu son sınavlarda düşürmek istemiyorum notlarımı. yaz geldi tadını bile çıkartamadım daha. Geçen hafta ablamların bağ da ağaçtan kiraz ve erik yedim bol bol çok güzel bi hafta sonuydu herşey doğal dalından :) ee Haftaya şenlik var ablamlarla gidicez inş. :) orda da atarız stresi. Yoğunluktan kurtulur kurtulmaz blogumdayım...

20 Mayıs 2010 Perşembe

Teknik Gezi Piknik (yarın bizi bekle ) =))





2 gündür süren tatilimin yarında devam edeceğini belirtmek isterim :) Muhasebe Finansman öğrencilerinin yani içinde benimde olduğum bir teknik gezi var yarın çok hoş bi gün olacak eminim :) keşifler sonrası havaların ısınmasıyla birlikte malum piknik aylarıda geldi pikniğe gideceğiz hep birlikte Atatürk kent ormanına. Şüphesiz ki çok eğleneceğiz :) yarın akşam o atmosferi çekip yüklerim.

14 Mayıs 2010 Cuma

İşte ilk ödülüm :)









Sound of the rain :) canım ablam, layık görmüş tatlı blogger lığa :) sağolsun bitanem.. <3>




Bende 10 tatlı olan 10 diğer arkadaşıma göndermek istiyorum :)























ve ve ve bana bu ödülü layık gören == > Sound of the rain







Bu ödülü 10 tatlı bloggera gönderin.
* Bu ödülle ilgili bir post yazın, fotoyu ve ödülü göndereni yazın.
* Ödülünüzü blogunuza koyun.
* Ödüllendirdiğiniz 10 kişiyi yorumla bilgilendirin

8 Mayıs 2010 Cumartesi

Yehhu, Ablam bizde yine.. :) (sound of the rain)


Öncelikle hafta sonumun süper olacağını söylememe gerek bile yok :) yine ablam gelicek, gezicez edicez, kopucaz, gülücez, her dk eğlenicez. Bir sürü fotoğraf çekiliriz mutlaka zaten :) akşama hazırlarım postumuda :D neşe kaynağım o benim. sonra pazar aksamıda burdan güzelyalıda İDO ya bindireceğiz İstanbul' a gidcek semineri varmış :) her neyse hayırlı hafta sonları hayırlı günler.

7 Mayıs 2010 Cuma

''Büyük Sözü Dinlemeyenin Ayağı taşa değer!'' :/


Dün okuldan geldikten bir kaç saat sonra Babam ve Annem geldi işten. Hadi yıldıztepeye gidelim denize karşı ufak bi piknik yapalım dedi :) Bizde hazırlandık falan ne gerekliyse de aldık yanımıza babam tepe soguk oluyor üstünüze birşey alın dedi :) bende almak istemedim nedense hava sıcak olur bide onu mu alıcam diye düşündüm :) (çok akıllıca :S :D )
Herneyse gittik ilk başta birşey yok yedik içtik falan şimdi çay içerek izliyoruz denizi ben çok üşümeye başladım ama çaktırmamaya da çalışıyorum babam ben sana dememişmiydim demesin diye... :)p daha sonra zaten hava bayağı soğudu annem babam falan bile üşümeye bile başlayınca babam merve niye üstüne bişey almadın dedi bende ben üşümüyorum ki dedim :D babamda hadi ya o yüzden tüylerin diken diken ;) dedi :D annem ısıttı zaten beni..
O arada da her zaman ki sözünü söylemeden geçemedi ; '' Büyük Sözü Dinlemeyenin ayağı taşa değer!''..
eve geldik falan ama daha taşa falan değmedi bişey olmadı bana sadece o anlık üşümüştüm. :) sabaha karşı bende bi üşüme başladı. kalktım lavoboya falan gittim sabah üstümü giyineyim diye uyandığımda başım dönüyordu karnım ağrıyordu. anneme ben gitmiyeceğim okula dedim o da tamam kızım yat uyu dedi kahvaltı hazırladım git ye sonra benim bi ağrı kesicim var onu verdi al ilacını da iç diye... ve işe gitti :)
Acısı sabaha karşı çıktı. Annemin babamın sözünden hiç dışarı çıkmayan biri olarak bile ben bunları yaşadım. umarım birdaha böyle birşeyle karşılaşmam.. :/ Ve şu an çok bitkinim...

4 Mayıs 2010 Salı

ESAS OLAN MODAYA UYMAK MI yoksa Kendi Tarzımızı Oluşturmak mı ??











Moda, temel olarak bir toplumda bir zaman dilimi içerisinde öne çıkan giyim tarzını ifade etmekle birlikte, sadece giyim değil genel davranışlar, sanat, mimari, edebiyat ve yemek gibi birçok konuyu da içine alan ve bir süre etkin olan toplumsal bir beğeniyi de anlatmak için kullanılmaktadır.

Çoğunlukla moda insanlarda belli bir giyinme biçimini oluşturmaya yöneliktir. O sene pembe modaysa vitrinleri süsleyen renk pembedir, mini etek modaysa her yerde mini etekler sergilenir. Vitrinlerden sokaklara taşınan bu giyinme biçimi insanları da birbirine benzeyen görünüşlere büründürür. Vitrinde sunulanın düşünülmeden alınması tuhaf hatta komik durumlara bile düşürebilir insanı.

Çizgili kıyafetler modaysa ve siz kiloluysanız enine çizgili giysileri giymemelisiniz mesela, bu sizi daha kilolu gösterecektir.
Eğer modaya uyma adına bu yanlışı yaparsanız
kendi görüntünüzden asla memnun olamayacaksınız demektir. Hep vurgulanan söz doğrudur bana göre de, sadece moda diye kendimize yakışmayan şeyleri giymemeliyiz.

Her insan kendi modasını kendi yaratmalıdır çünkü...
Biz modaya uymak zorunda değiliz modamızı kendi düşünce tarzımıza, yaşam biçimimize, kendi zevklerimize göre yaratabiliriz...
Kendimize yakışanı giymeliyiz diyorum ama peki kendimize yakışan moda mıdır ?
O yılın modası olmayabilir ama kendi modamızdır. Ve önemli olan da kendi benliğimizi yakalamamız ve giyiniş biçimimize de bunu yansıtmamızdır.

2 Mayıs 2010 Pazar

vakit çekiliş vaktidir:))

Sevgili arkadaşımız kbr-bhdr çekiliş yapıyor ama hediyelerini bilen yok
Bu gizemli hediyelere talip olmak isterseniz tık tıkkk :))

YUMURTA KAPIYA DAYANDI :)

YUMURTA KAPIYA DAYANDI :)
İki ay önce bize proje ödevlerimiz verildiğinde içimden '' ohho daha 2 ay var şimdi uğraşamam'' demiştim, Fakat zamanın ne kadar çabuk geçtiğini bildiğim halde bu vurdum duymazlığı yaptım :)
Bi deyim vardır Yumurta kapıya dayandı diye aynen o durumdayım. Şu haftalar zaten felaket sınav haftası... Sınavlara mı vereyim kendimi yoksa Proje ödevine mi başlayayım bilmiyorum... Yarın son gün üstelik ama ben halen daha başlamadım, ama başlamam gerek. Sınav stresleri derken unuttuk. Yani kendime şaşırıyorum bazen ben ya... Çünkü hep böyle yapıyorum eğitim hayatım boyunca hep böyle oldu hiç 1-2 hafta önceden bitirdiğim bi proje ödevim olmamıştır. Genele bakarsak çoğumuz öyleyiz planlı programlı arkadaşlar hariç. Bende çok planlı programlıyım, işlerimde disiplini severim ama nedense bu projeler konusunda bu tutumumu pek öne çıkartamıyorum..
Neyse sanırım artık başlamam gerek malum yumurta kapıda.. :)

BAKTIĞINI GÖRMEK

BAKTIĞINI GÖRMEK


Karanlığa gömülmüş bir zamanda yaşıyoruz.
Her şeyiyle isyan günlerinde...
Her yeni güne yeni umutlarla uyandığımızda bile umutlarımızın birer birer parçalandığını görüyoruz.

Güçsüz kalan insanlara, çaresiz bakan gözlere, annesiz ve babasız çocuklara baktığımızda, anlamlı bir hayat yaşadığımızdan, hayatın bir anlamı olduğundan daha fazla ne kadar bahsedebiliriz ki... Kimseye acımayan, insanların duygularını, düşüncelerini, hatta hayatlarını bile hiçe sayan, kalpleri kan pompalayan bir kas yığınından ibaret olan insanların ellerinde artık, güçsüzlerin kaderi...
Duyguların, düşüncelerin, sevgilerin ticaret malı gibi pazara çıkarıldığı, satıldığı bir çağda yaşıyoruz.
Boğazımıza birşeyler düğümleniyor.
En acısı da o düğümleri çözememek, istemek ama başaramamak...
Hayata toz pembe bakanlar, evet bakıyorlar ama görmüyorlar, oysa pembenin ardında başka renkler de var ve bu renkler, '' durma birşeyler yap'' diyor insana...
Bakmalı ve görmeli insan, baktığını görmeli ki, boşuna yaşanmamış olsun hayat.
Onca söz vardı...
Artık söyleyecek birşey kalmadı.
''Kalanlarsa o kadar az ki'', şairin dediği gibi, ''mutluluk bile onlardan çok''...

1 Mayıs 2010 Cumartesi

Bugün, İncir Cafe' günü :)

Süper bir hafta sonu hava sıcak ve iç açıcı.. Öğlene doğru arkadaşım Şule geldi, ne yapalım, nereye gidelim derken kendimizi sahilde bulduk her zaman ki gibi :)
Ee sahile inince Gözümüze yine İncir cafe çarptı orası bizim mekan olur yani şule ile benim :)
Gerçekten çok modern güzel bir mekan elit insanların takıldığı mudanyanın en değerli cafesidir.
O ambians' ı da size bu şekilde anlatmak istedim... ;)
Bugünlerde herkes gitmek istiyor
Küçük bir sahil kasabasına
Bir başka ülkeye, dağlara, uzaklara...
Hayatından memnun olan yok.
Kiminle konuşsam aynı şey...
Herşeyi herkesi bırakıp gitme isteği.

Öyle ''yanına almak istediği üç şey'' falan yok.
Bir kendisi.
Bu yeter zaten...
Herşeyi herkesi götürdün demektir.
Keşke kendini bırakıp gidebilse insan.
Ama olmuyor.
Hadi kendimize razıyız diyelim, ötekide olmuyor.
Yani herşeyi yüzüstü bırakmak göze alınmıyor...
Böyle gidiyoruz işte.
Bir yanımız '' kalk gidelim'',
öbür yanımız ''otur'' diyor...

'' Otur'' diyen kazanıyor.
O yan kalabalık zira...
İş, güç, sorumluluk aile,
Güvende olma duygusu...
En kötü alışkanlık.
Alışkanlığın verdiği rahatlık.
Monotonluğun doğurduğu bıkkınlığı yeniyor.
Kalıyoruz...
Kuş olup uçmak isterken, ağaç olup kök salıyoruz...
Dış görünüşü :) Bu eski bir fotoğraf şimdi o kahve rengi olan bölümler fuşya pembe :)

2. kat :) siz bide akşam görün..




teras.. off mükemmel martılar falan uçuyor.


terastan bi kare daha :)





1. kat :) arka bölümde oyuncaklar var burda görünmüyor ama :)









Ee işte gördünüz. güzel mekandır. herzaman ki gibi tiramisu ile cafe latte' mizi ısmarladık :) 2 hoş beş bi de denize karşı gülüşmelerimiz. Kelimeler kifayetsiz kalır. Çok güzel bir gündü ;) :)





30 Nisan 2010 Cuma

Benim Güzel MUDANYA'm ! :)

Her güzel gün de olduğu gibi yine annemle çıktım sahile, o tertemiz hava Dalga sesleri ve Mudanya'mın sakinliği.. Herkesin kendi halinde yaşadığı küçük bir sahil ilçesi..
Mudanyadan güzelyalıya yürürken size yaşadığım bu güzel yeri tanıtmak geldi içimden ..
İnanın görmeye değer fotoğraflarla bunu kanıtladım gibi :) Herneyse çok uzattım..


Bugün den bi kare..
Mudanya'mın doğusundan Bir kare..

Gün batımı geldi artık.. Rüzgarın sesi daha da belirginleşiyor kulağımda..



Mudanya Mütarekesinin imzalandığı ahşap yalı. Mudanya Mütarekesi Türk Devletini siyasi alandaki üstünlüğünü tanıtan ilk belgedir..



Ve Benim güzel Mudanya'm ın meşhur evleri..




Eski ahşap evlerin bulunduğu Giritli mahallesi Piçiretu adlı bir İtalyan mühendis tarafından planlanmıştır. Piçiretunun planladığı mahallelerde evler o kadar iyi yapılmış ki nereden baksanız denizi görürsünüz. Mudanya da Osmanlı döneminden kalan pek çok cami ve sivil mimarlık örneği bulunuyor..

28 Nisan 2010 Çarşamba

Açık Sözlülüğüm..


Kendimden pek bahsetmedim ama en belirgin özelliğimi anlatmak istedim sizlere..
Ah şu açık sözlülük yok mu. :) Aslında çok seviyorum bu özelliğimi.. ve bunu tetikleyen bir çok özelliğimle birleşince daha da başka bir boyut alıyor. mesela haksızlığa tahammül edemem. hak yemem yedirtmem (: içime birşey o an oturduysa hemen söylemezsem dayanamam içime ok gibi saplanacağına söylemeyi tercih ederim. eskiden sıkardım kendimi söyleyemezdim ama farkettim de en iyisi söylemekmiş. benim ki patavatsızlık falan asla değil.. kimisi benim gibi çok sever açık sözlü dobra dobra konuşanları kimiside sevmez nedense..
Bana geliceksen yüreğin elinde gel saklamadan herşeyini göstererek gel :) ben sana nasıl geliyorsam aynen öyle yani. her neyse biraz bahsetmek istedim kendimden...

24 Nisan 2010 Cumartesi

Elini Çabuk Tut Acilen Bence Kaçırma Elbiseleri :)


Ablam (Sound of the Rain) tanışma, kaynaşma hediyesi olarak bu güzel elbiseleri veriyor, bence kaçırmayın ;)

Ahh Nerdeee Türk mutfağı ??


Bahsetmezsem ölürüm (:

Yine güzel günlerden biriydi bugün ablam annem ben geziyoruz yine zaman sonra ee haliyle karnımız acıktı ablama '' Gurul gurul'' demeye başladım :p o da anlaşıldı nereye gidelim peki ? dedi. Bende Fast food istedi bugün canım dedim. annemde ee peki o zaman gidelim kırmayalım merveyi dedi (: aldık menülerimizi geçtik masamıza. ablam yine beni komplekse soktu tabii :)) ben full menü o karşımda tavuklu salata yiyor gelde komplekse girmeee :p O anki Atmosfer'i görmeniz için de bu fotoğtrafı yüklemik istedim (: herneyse, herkes halinden memnun sevdikleriyle çekildi köşesine derken, annem başladı söylenmeye daha 1. ısırıkta.. '.. Bu ne ya 3 sünger 2 lastik köfte hemde küçücük :S ee ben neyle doyacağım ? Ahh Nerde Türk mutfağı?? Köfte iskender varken.. :D beğenmedi hanım :) tabi ablamla biz gülmekten yiyemiyoruz birşey. yedik tatlılarımızı falan çıktık biz ablamla patlıyoruz artık (: eve gittik ablamda bugün tost makinesi almıştı onu koyuyordu mutfak tezgahına annem hemen; Ben sucuklu tost istiyorum dedi gelde gülme yaa (: işte benim annem böyle biri biraz bahsetmek istedim..

23 Nisan 2010 Cuma

Cicişlerimizzz :)

C&A ' ya girdiğimizde annem gömlek denerken gözüme çarpan şey o an benim olsun istedim (: Aklımda böyle birşey almak yoktu fakat görünce dayanamadım ten'ime de çok uydu hani bronz bi ten'le çok uyum içinde tam ciciş oldum :p



Ablamın Mango' dan aldığı Tunik.. Bu senenin esintilerini yansıtıyor. Çok beğendim ben. bedem XS yanlış olmasın :) daha küçüğünü bulsaydı daha iyi olurdu gerçi ama o dayanamadı buna bile atladı her zamanki gibi..

Accessories' dan aldığımız cicişler :))
Altın renkli bileklik, toz pembe kolye ve koyu yeşil oval küpeler ablamın cicişleri (:
Diğer cicişlerde benim. bugün aldığımız takılar..
Annem'in her takı aldığımda söylediği sözler aklıma geldi;
'' Alıyorsun onları yarın evin içinde kaybededeceksin, Ben biliyorum senii, Takmıyacaksın bile :)) Kendi beğenmedi diye için vaz geçirme evreleri diyede bilirizzz..

Abla Kardeş Alış- verişteyiz..


Ablamla hiç bıkmadan yaptığımız 2 şey; Fotoğraf çekilmek, Alışveriş yapmak... Bigün öncesinde delirmişcesine alışveriş yapıp artık hiç bir mağazada birşey bırakmamamıza rağmen. ertesi gün sanki hiç alışveriş yapmamış gibi bi hevesle yollara düşmek. işte bu biziz ya :))
Velasılkelam; Yine düştük yollara tabi her zamanki gibi hiç birşeye ihtiyacımız yok öyle dolaşıyor eğleniyoruz, yemek vs. falan..
Alışveriş merkezine atınca kendimiz tabi değişti herşey. Sanki o elbiseleri hiç görmemiş gibi Reyonlara atlamak hatta reyonlarda birbirimizi kaybetmek (:
bu nasıl? iyi durdumu? bu renk beni boğarmı? Hep aynı kelimelerin havada uçuşmasıda cabası..
Bazen biz'i anlıyamıyorum ya :))

Güzel bir gün..


Ablamla alışveriş manyaklığımızın tuttuğu bi günde attık kendimizi sokağa.. Mango, Zara vs gezmediğimiz yer kalmadığı bi anda Bershka' ya girdik ve o anda çok heveslenerek işte bu dediğim, almaya kesin gözüyle baktığım ama bir küçüğü olmadığı için, indirimde olmasına karşın alamadığım kot :( Güzel günün tek ufak pürüzü buydu, neyse artık başka alış-verişlere :))))))